13 Ekim 2009 Salı

sıra numaran geldi mi bir bak "dindon"


bankada sıra beklemek, beklemek kelimesini en iyi anlatan şeydir bence. sıra numaranı alırsın, önünde kırk kişi vardır, oturursun kırmızı koltuklara, (ki rahat değildir çünkü rahat olsa insanlar beklerken uyur ve sıralarını kaçırır) beklersin, sıra sana gelmez, beklersin, önündeki kırk kişi elli kişiye çıkmış, dindon çalan sıra ilerleme şeysine bakarsın dakikalarca.. ve bir bakmışsın o dindon şeysinde senin numaran var, panik olursun sanki hemen gitmezsen sıran gidecek diye, yerini alırsın ve memur hanıma yapmak istediğin işlemi anlatırsın, o da " ama onu ben yapmıyorum, bunun için diğer bölümden sıra almanız gerekli" der ve kısa süreli bir beyin göçü yaşarsınız, yaylada serin serin esen rüzgara kaşı, yeşil yeşil otları yediğinizi hayal edersiniz. sıra verme makinesine bir kez daha gidip "aptallığıma doyma bebeğim " deyip bir sıra daha alırsınız. bu sefer koltuklar da dolmuştur. ayakta birkaç dakika daha kırmızı yanıp sönenen dindon aparatına gözümüz dalar. yanda sizden daha çok beklediğini düşündüğünüz teyze, size ondan sonra gelen herkesin işlerini halledip gittiğini anlatır, yarı dinlersiniz yarı gelen gideni kontrol edersiniz, niyeyse. teyze muhabbete devam etmek isterse kafayı çevirip ayıp olmasın diye daha dikkatli dinlersiniz, olmadı süper hikayeler uydurursunuz kendinizle ilgili (nasıl olsa bir daha görmeyeceğim, peh..) derkeen, sıra ilerleme aparatı "dindon" diyerek sizi bir kez daha sevindirir, hatta yanıp sönen numara sizinkiyse "olley" diye koca bir çığlık atılır. bankadaki herkes kim bu deli diye bakarken sen işlemlerini halledersin, bankadan çıkıp gidersin..

bugün de bunu yaşadım, yarını merakla bekliyorum.


sen şimdi niye bu kadar küçük bir yazıyı okumaya çalışıyorsun bak gözün bozulacak hehehe.. (eğlendim)

Hiç yorum yok: