29 Eylül 2009 Salı

Turist'ten notlar..

nil karaibrahimgil ilk olarak hazır kart reklamında dikkatimizi çekmişti, ben o reklama da, nil'e de, reklam müziğine de hasta olmuştum.. sonra gerisi geldi, nil albüm yaptı ve "xl" dedi.. klibi de sevmiştim ve artık nil'in kalbimdeki yeri ayrıydı. kendine ait sevimli tarzıyla dikkatleri çekmişti, ve hala aynı tarzını korumakta.

not 1: sesin güzel değil, şarkıların da aslında çok komik fakat bunların hiç biri göze batmıyor, çok sevimlisin, severek dinliyorum..

müzikle profosyonel olarak uğraşmasaydım ne yapardım?
annemin sandığı gibi doktor, mühendis, avukat yine olmazdım. yapamazdım ki başaramazdım, başarsam diyelim hiç zevk almazdım.. uğraştığım şey yine sanat olacaktı; resim, fotoğraf, sinema, heykel, tiyatro..

not 2: hayatımda müzik olmasaydı, eksik olurdum..

cem adrian'a neden ilgi duymuyorum ve neden bana hala itici geliyor anlayabilmiş değilim.. beni birşeyleri rahatsız ediyor işte..

not 3: romantik olmaya çalışıyormuş da aslında değilmiş gibi..

romantizm demişken; bence bir erkeğin bir dişiye çiçek vermesi romantik değil, ama çok güzel bir şey, çok sempatik.. peki romantizm ne?

not 4: romantizm ne demek cevap verilemedi, mal mal ekrana bakıldı..

çamaşır astığımda farkettim, yumuşatıcı çok güzel bir şey..

not 5: yumoş'un mavi renkli olanının parfümü yapılsa alınır..

şimdi duş alıp, süslenip, beyoğlu sokaklarında gezesim var. gittim..

Hiç yorum yok: