27 Mayıs 2008 Salı


Piyano festivali vardı geçen hafta sonu, bizim okul her yıl düzenler.Ben de çaldım bir eser,zordu,hızlı çaldım,telaşlı çaldım ama olsun yine de güzel sayılırdı..(yukarıdaki fotoğrafı da sadece beğendiğim için koydum yanlış anlaşılmasın,böyle bir piyano festivali değildi:D)

Deneme sınavlarından kötü puan alan arkadaşlar size sesleniyorum hala 19 gününüz var eğer 24 saatin 7'sini uykuya ve 7'sini diğer doğal ihtiyaçlara ayırırsanız geriye kalan 10 saat çalışabilirsiniz.

Yaklaşık iki hafta oluyor saat 6'dan sonra birşeyler yemeyeli, neden hala zayıflayamadım ben arkadaşım okur!

Son olarak 31 Mayıs'ta Parkorman'da yapılacak Yarisfest' in finalinde yarışacak olan çocukluk arkadaşım Melih Gümüşel'e ve grubu Karabüyü'ye başarılar dilediğimi iletmek istedim.

O.çocuklarına gidin, güzel sayılır...

26 Mayıs 2008 Pazartesi

mani

Manili konuşma şekli nedir? Manili konuşma günümüzde pek yaygın bir şey olmamasına karşın türkçemizi ve edebiyatımızı oldukça geliştirici niteliklere sahip olan bir türdür.Siz de bu türü konuşmalarınıza katarsanız konuşmadan aldığınız keyif ve verim % 50 artacaktır. Düşünmenizi ve espiri kabiliyetinizi geliştiren manide saçmalamak serbesttir.Üşenmeyin, siz de bir mani yazın!

manili konuşma şekline örnekler:


ben:
ben adama adam demem
adam adam olmadıkça
ben adama dam demem
türkçeyi doğru kullanırım

.Oz.:
eğer aç değilsem,
hiç sevmem menemen.
zone defans tutmuyorsa,
basketbolda şartır man a man

ben:
bu yaz hava çok sıcakmış
koltuk altımız pek kokacakmış
üzülme vardır bir çaresi
kullan rexona silip at bütün teri

ben:
reklam da yaparım arada

.Oz.:
merak eyler dururum,
blogtaki şarkıyı indirdin mi deyi?
taşım,toprağım kumum,
eskidendi hep anadolu beyi.

ben:
ben o şarkıyı senden önce dinledim
akşam yatmadan önce sütümü içeyim dedim
süt içtim dilim yandı
döküldü kilim yandı

.Oz.:
süt döküldü diye, fazla kırıtma.
bu şiir çok komik olabilir.
ancak sen yine de fazla sırıtma.

ben:
dün yedim bi tane adana
doymadım gene kestik dana
kesince kan fışkırdı nerdesin ana!
şan hep böyle çalışılır na, na, na..

.Oz.:
içmekteyim türk kahvemi,
sende öğren yapmayı he mi?,
yarın birgün gelir görücü
yaparsın taklidini öcü

ben:
kahve yapayı bilirim ben
falına da bakarım, dişine de
eğer dişinde kahve kalmışsa
söylerim hiç çekinmem

.Oz.:
aloaveralı macumum var benim
bu büyük ar benim gurur benim
hem de hiç yok et benim

ben:
güzeldir bugün dağ,bayır,kır
evin önünde var bi tane tır
tırın üstünde kuşlar pır pır
film çeker burda Kadir İnanır

ben:
yazdığımız manileri bloğa koyma gibi bir fikrim var
sen ne dersin kalabalık görünür yar yar
zaten pek güzel olmadı şimdiki
oy başım darda dumanlı dağlar

hoşt çakalın!

19 Mayıs 2008 Pazartesi

Aşık olmak ne güzelmiş,biraz acıymış ,heyecanlıymış,her akşam uyumadan önce onu düşünmek,sabah gözlerini açtığında bir daha hatırlamakmış,romantik şarkılar dinlemek sabah vakti içmekmiş,iyimiş.. Daha önce birçok kez aşık olduğumu sanmıştım, belki de oldum ama bu kadar yoğun değildi hiçbiri. Farklı bu.2 defa gördüm onu buna rağmen belkide bir daha hiç göremeyeceğim halde süslenip çıkıyorum sokaklara, belki görürüm diye...O kadar güzel bir duygu ki bu, o kadar saf,su gibi...bana baktığında kalbimin kanatlanıp uçacağını hissettim,ürkek,heyecanlı..Belki o da beni düşünüyordur, belki de başka birisini... Aşık olunca insan çok eksiltili cümle kurup sonuna üç nokta(...) koyuyor arkadaşım okur. Arkadaşım okur demek çok hoşuma gitti,samimi..

Bugün 19 Mayıs. Gencim.Benim bayramım ama ben sabahın köründe test çözdüm.Bizi bu hale getirenleri (buraya üç noktayı siz getirin artık)

Olimpos festivaline gidemedim diye kahrından ölen ben, Nergiz'den harika bir teklif aldım. Bu yıl ilki düzenlenen -geleneksel- Rock'n Antalya festivaline gitme kararı aldık. Konserden haberdardım ama Nergiz'le konuşurken sanki ilk defa duymuşum gibi oldu (size de olur mu böyle?). Arkadaşlarımla da gidebilirdim, ama onunla gitmek çok hoşuma gidecek biliyorum.(merak edenleriniz varsa, Nergiz: Çok güzel kelimesiyle sıfatlandırılamayacak kadar güzel,zeki,alımlı,entellektüel (umarım doğru yazmışımdır) disiplinli ve düzenli bir insandır, ve en önemlisi benim kuzenim haliyle genlerimiz benzer:D)

Aşıksanız, bir tane şarkıyı sürekli dinlemeye kalkışmayın,arada değiştirin.

Bu arada biri bana nisan ve mayıs aylarında neden güzel film olmadığını açıklasın!

imza

2 Mayıs 2008 Cuma

çocukluk

Çocukluk ne güzeldir.Yanlışınızı,aptallığınızı örtebilmek için suçu çocukluğa atmak ayrı bir güzellik tabiki, ama büyüyoruz.(çok sıkıcı bir cümle oldu) Çocukluğa suç atabilelecek yaşı çoktan geçtik. Peki şimdi ne olucak? Hata yapmayacak mıyız? Suçu neye atmalı? Bu sefer de genciz,delikanlıyız,kanımız deli diyebilirsiniz.Bu kadar.

Ben çocukken aptaldım.(Şimdi çok mu akıllısın? dediğnizi duyar gibiyim.Kırarım kafanızı!) ama sanıyorum benim dönemimdeki bütün çocuklar aptaldı 2. ve 3. sınıf nesli. Nedense bu dönemde yapılan en havalı şey arkadaşlarının evde kutladığı o dandik doğum günleri.( Şimdi dandik dediğime bakmayın o zamanlar müthiş bişey bu.)
Bir gün gittim böyle en havalı kıyafetimle arkadaşımın doğum gününe yalnız elbise yanar dönerli olmazsa olmaz yani, o dönemin mantığı bu, neyse yedik iştik eğlendik derken ( galatasaray marşında göbek atan tipler düşünün artık) bahçede oynamaya karar verdik biz. Çok mantıklı olan arkadaşlarımızdan biri bişeylerden kaçma diye bir oyun oynamamız gerektiğini ileri sürdü. Bu akıl almaz süper oyunu oynamaya başladık biz 20 kişi falan, neyden kaçtığımızı bilmeden koşuyoruz. Ve en sonunda bir duvara rasladık herkes ordan atlamak zorunda ama ölüm kalım meselesi artık ordan atlamak. Herkes atladı teker teker atladıkları yerde de samanlar var, üst baş kir pas içinde sırf macera olduğu belli olsun diye, tabi ben atlamak istemedim ( bayan tırsık) ama beni nasıl gaza getirdiler anlatamam artık bizi kovalayan hiçbişeylerin katil olduğunu düşünüyorum o derece ,atlamam lazım ordan hem böylece arkadaşlarımın gözünde çok büyüyeceğim ya. Gene bu çok akıllı arkadaşım atlarken bana öneride bulundu -havuza atlar gibi atla işte kızım sen de amma tırsık çıktın kızım şimdi yakalıycaklar bizi öldürücekler senin yüzünden..ve atladım.Kolumu kırdım.Neden mi kolumu kırdım? Çünkü o gerizekalı kız bana havuza atlar gibi atla dediği için kırdım. o zamanlar burnumu kapatmadan dalamıyodum ben, atlarken de bir elim burnumda bir elim sallana sallana atladım, samanların içindeki taşa çarptım. O düğünden fırlama elbisem samanlarla doldu ve zamanlamasına her zaman hayran olduğum muhterem insan babam o anda olay yerine geldi.Gerisini de siz tahmin edersiniz işte..
Bununla kaldığımı mı sanıyorsunuz bide? Annemlere rezil olmamak için söylediğim yalandan bahsediyim o zaman. Şimdi biliyorum bir ton laf yiyeceğim, canım da acıyor bi yandan zaten, öyle güzel bir yalan uydurdum ki artık annemlerin beni engelli okuluna yollamadıklarına şaşıyorum şu an.-kızım nasıl düştün? - anne bak şimdi biz oyun oynuyoduk, sonra bir taş vardı böyle kocaman (ağlama efektleri), kocamandı ama böyle kocaman işte ben koşarken onu görmemişim ona takıldım ve TERS TAKLA açtım,yüzümü koruyum derken(akıllıca) elimi yere koydum sonra elim acıdı..
Annemler inanmadı ilk başta kolumun kırıldığına nedense, annem üstümü kirlettim diye döve döve duşa soktu bi yandan da fırça kayıyo, babam artık dayanamadı ben çıkınca banyodan elimde boş bir deterjan kutusu verdiler ben tutamadım pat yere düştü. Sonra inandılar, gecenin bi vakti hastahane.. ama kolumun kırıldığını anlayınca ikiside süt dökmüş kedi oldular,bir ilgi bir ilgi..


Okulda da ayrı bir havam vardı böyle alçılı kol bembeyaz herkes yanına geliyor geçmiş olsun diyor falan. Benden sonra zaten okulda alçılı kol modası başlamıştı, kolunu kıramayanlar da eline bi bez bağlıyodu geliyordu..

Büyümek çok güzelmiş yahu...